Tuz Tüketimi
Tuz tüketimi aslında insanoğlunun hayatına gıdaları korumak amacıyla girmiş bir maddeydi. Eski Romalılar ’da askerlere verilen ücretin karşılığı tuz parası olarak ifade edilirken (salary) günümüzde bu ifade İngilizce ’de maaşın karşılığı haline gelmiştir. Paleolitik dönemlerde insanoğlu tuz tüketimini 1-2 gram/gün civarında tutarken modern çağ döneminde bu oranlar 10-15 gram/gün düzeyine kadar yükselmiştir.
Tuz tüketimi sağlıkta çok önemli bir noktadır. Zira gerek kan basıncı üzerine etkileri gerekse de kan basıncından bağımsız etkileriyle, kardiyovasküler hastalıklarla yakından ilişkilidir.
Ülkemizde de tuz tüketimi Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği 6 gram/gün tüketimin en az 2,5-3 katı kadardır. Yapılan çalışmalarda Türk toplumunda 14-18 gram/gün tuz tüketildiği gösterilmiştir. Peki Türk toplumunda bu tuzun ana kaynağı nedir? Yine bu çalışmaların yapıldığı dönemlerdeki alt analizler şunu göstermiştir: Türk toplumu yoğun ekmek tüketimi ile gıdadan aldığı tuzun yaklaşık yarısını ekmekle almaktadır. Bunun dışında yemek pişirme aşamasında tencereye eklenen tuz ve özellikle kahvaltılıklarda peynir zeytin tüketimi tuz kaynağının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Beslenme alışkanlıkları ülkeler arasında farklılıklar gösterdiği için örneğin bizdeki durum Amerika Birleşik Devletleri için geçerli değildir. Tuz; kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, inme ve kronik böbrek hastalığının oluşmasında ve ilerlemesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Tüm bu nedenlerle, beslenme alışkanlıklarımızı ve bunun yanı sıra marketlerden aldığımız besinlerin tuz içeriklerini kontrol ederek tuz tüketimimizi Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği 6 gram/gün düzeyinde tutmamız gerekmektedir.
HC International Clinic
Prof. Dr. Bülent ALTUN